Hidrojen Enerjisi Rüzgarı (Yayıncıdan-340. Sayı)

2003 yılının Temmuz ayında, İstanbul’da akademik çevrelerde “hidrojen enerjisi” rüzgarı esiyordu. Gazeteler “Hidrojen Çağı Kapıda” manşetleri atıyor, fosil yakıtlara alternatif olarak “en hafif”,  “en iyi”,  “en verimli”,  “en temiz”,  “en ekonomik”,  “en yenilenebilir”,  “en temiz” enerji kaynağı olarak hidrojen selamlanıyordu. Herkes kapıda bekleyen “Hidrojen Devrimi”nden söz ediyordu.

O dönemde İstanbul, Ankara ve İzmit’te düzenlenen toplantılarla da bir “Hidrojen Enerjisi Forumu” gerçekleştirilmişti.Forumun gerçekleştirilmesi hem akademik çevrelerde hem de mühendislik dünyasında heyecana yol açmıştı. Türkiye’ye bu amaçla gelen Miami (ABD) Üniversitesi Temiz Enerji Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. T.Nejat Veziroğlu, hidrojen denildiğinde dünya çapında tanınmış bir uzmandı.Veziroğlu aynı zamanda, Dünya Hidrojen Enerjisi Konseyi Başkanı ve Uluslararası Hidrojen Enerjisi Dergisi Başyazarı unvanlarını da taşıyordu. Veziroğlu’ndan, üniversite hocalarımızın desteği ile söyleşi için bir randevu alabildik. Hoca’nın iş yoğunluğu nedeni ile randevu salı günü sabah saat 07.00’a verildi.

Prof. Dr.Nejat Veziroğlu’nun görüşmemizde hidrojen enerjisine ilişkin söylediklerinden kısa seçmeler şöyleydi:

“Miami Üniversitesi’ne 1962’de girdim. ilk araştırmam Amerikan Uzay İdaresi için Mars’a seyahat ile ilgili çalışması idi… Temiz Enerji Araştırma Enstitüsü’nü 1973’te kurdum ve bu enerji kaynakları üzerine çalışmaya başladım.Gördük ki güneş, rüzgar, su, deniz, jeotermal enerjilerinin hiçbiri petrol gibi, doğalgaz gibi kullanışlı değil. Rüzgarı deposuna koyup otomobili götüremiyorsunuz,uçağa koyup uçuramıyorsunuz. Güneş günde 7-8 saat var. Rüzgar bazen eser bazen esmez. Bunları depolamak lazım. Düşündük ki bu yeni enerji kaynaklarından istifade edebilmek için bunlardan yapay bir yakıt yapmamız lazım. Güneş varken, rüzgar varken gel-git enerjiden, su, deniz, jeotermal enerjiden bir yapay yakıt üretirsek o yakıtı, uçaklarda, araçlarda, fabrikalarda, santralarda, evlerde, otellerde kullanabileceğiz. 1960’larda yaptığımız çalışmalardan biliyorduk ki en iyi, en temiz, en randımanlı en hafif yakıt hidrojen. Diğer yakıtlardan hidrojen üretirsek, meseleyi çözüyoruz…”

Ancak o dönemde esen rüzgarın ve sayın Vezioğlu’nun ifade ettiği görüşlerin aksine yaşanan gelişmeler, halen hidrojen enerjisinin çok uzağında olduğumuzu gösteriyor. Aradan geçen 15 yıla yakın süreye rağmen bu sayımızda okuyacağınız yazısında, sevgili hocamız Osman Sevaioğlu’nun dile getirdiği gibi, hidrojen enerjisi alanındaki çalışmalar henüz laboratuar safhasında bulunuyor. Hidrojen, çok yüksek yatırımlar gerektiren, transfer olanakları sınırlı ve ticari açıdan verimli olmayan bir enerji kaynağı olmanın ötesine geçebilmiş değil. Ucuz ve emniyetli bir hidrojen enerjisi üretim yolu da henüz bulunabilmiş değil. Ancak tüm bunlara rağmen Amerika ve Avrupa bu alanda çalışmaya, üniversitelerde ve enstitülerde yürütülen araştırmaları desteklemeye devam ediyor.

Türkiye ise hidrojen enerjisi sözkonusu olduğunda 2000’li yılların başında yaşadığı heyecanı çoktan yitirmiş durumda. Hızla artan doğalgaz, kömür ve enerji ithalatından da görebileceğiniz gibi, fosil yakıtlara giderek daha fazla yönelen, dünyanın terketmekte olduğu nükleer santraller için yeni yatırımlar yapan Türkiye, enerji krizini geri dönüşü olmayan başka krizler yaratarak çözmeye çalışıyor. Hidrojen enerjisi kongreleri yerini nükleer santral kongrelerine terketmiş durumda.

Bilim, mühendislik ve iş dünyamız ise bu kriz rüzgarı içinde oradan oraya savrularak, zor şartlar altında yaşamaya çalışıyor. Fakat biliyoruz ki bugün de bir avuç insan geleceğe ve insanlığa olan umudunu, bilime olan inancını korumaya çalışıyor. Bu koşullarda onların umudu hepimiz için daha değerli hale geliyor.

Bilimin ışığından ayrılmadan, insanlığın geleceği için umudunu yitirmeden çalışan tüm bilim insanlarına ve mühendis dostlarımıza Kaynak Elektrik’in 38. yılı münasebetiyle tekrar sevgilerimizi ve saygılarımızı gönderiyoruz…

Check Also

İyi parti, daha iyi, çok iyi, en iyi parti… (Yayıncıdan – 337. Sayı)

İyi parti, daha iyi, çok iyi, en iyi parti… Bir yılı aşkın bir süredir siyaset …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir