CHP’den enerjide kooperatif modeli önerisi

Son yıllarda özellikle avrupa ülkelerinde gelişen  enerji kooperatifleri türkiye’nin de gündemine girdi. CHP’nin hazırladığı enerji raporunda dünyadaki ve türkiye’deki yeni enerji trendleri ve kooperatifçilik tartışmaya açıldı. 

 

Son yıllarda özellikle Avrupa ülkelerinde gelişen enerji kooperatifi uygulamaları Türkiye’nin de gündemine girdi. CHP’nin hazırladığı enerji raporunda dünyadaki ve Türkiye’deki yeni enerji  trendleri ve kooperatifçilik uygulamaları tartışmaya açılırken, enerji sorununa çözüm modeli olarak da “enerji kooperatifçiliği” önerildi. CHP Balıkesir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Ahmet Akın tarafından hazırlanan raporun önsözünü yazan genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu önsözde yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına vurgu yaparken enerjide  kooperatifçiliğin önemini vurguladı.

Yazdığı sunuş yazısında tüm tüketicilerin, kaliteli ve yeterli enerjiye, sürekli şekilde ve ödenebilir koşullarda ulaşabilmesi Cumhuriyet Halk Partisi’nin enerji politikasının temelini oluşturmaktadır, diyen Kılıçdaroğlu sözlerini “yerli kaynaklara öncelik veren, insan odaklı ve sürdürülebilir enerji üretimi önceliğimizdir, çevre ve toplumla uyumsuz, yerel paydaşların karşı çıktığı projeler CHP iktidarında uygulama alanı bulamayacaktır” şeklinde sürdürdü. Giderek artan enerji ithalatının ekonomi üzerinde yarattığı yükün ancak enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasıyla mümkün olacağının vurgulandığı raporda bu durumun dış politika ve güvenlik sorunlarına da yol açtığı ifade ediliyor. Raporda “dışa bağımlı fosil yakıtların enerji tüketiminde ve elektrik üretimindeki payının düşürülmesi bir gereklilik olmuştur. Doğal gaz ve kömüre dayalı elektrik üretimine kısıtlamaların getirilmesi ve üretimdeki paylarının düşürülmesi gerekmektedir. Mevcut elektrik tüketimimizin üç katından fazlasına karşılık geldiğini bildiğimiz yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızın enerji üretimindeki payının artırılması için gerekli çalışmalar zaman yitirilmeksizin yapılmalıdır. Yenilenebilir kaynaklarımızı harekete geçirmekte enerji kooperatifleri bir seçenek oluşturmaktadır.” görüşlerine de yer veriliyor.

CHP’nin Ağustos ayında hazırladığı “Türkiye’de Elektrik Enerjisi ve Enerji Kooperatifçiliği” başlıklı rapor, tüm dünyanın kömürden vazgeçerken Türkiye’de kömürün artan kullanımına dikkat çekildi. Belediyeler öncülüğünde oluşturulacak kooperatiflerle ucuz enerjiye ulaşmanın mümkün olduğunun belirtildiği raporda şu saptamalar yer alıyor:

• Ülkemiz enerjide yüksek oranlı olarak dışa bağımlı durumdadır. 2000 yılında

dışa bağımlılık oranımız %67 iken, 2015 yılında %75’e ulaştığı hesaplanmıştır. Hükümetin enerji politikaları bu şekilde devam ettiğinde bu oranın daha yukarılara çıkması kaçınılmaz olacaktır.

• Ülkemiz zengin olarak kabul edilen yenilenebilir enerji kaynaklarına sahiptir. Hidrolik dışı yenilenebilir kaynak potansiyelimiz Rüzgarda 48.000 MW, Güneşte 270.000 MW, Jeotermalde 600 MW, Biyogazda 4000 MW’dır.

• Yenilenebilir enerji üretim tesisleri daha küçük kapasitelerde ve tüketim noktalarına yakın yerlere kurulabildikleri için halk katılımına daha uygun olduğu değerlendirilmektedir. Rüzgar, hidrolik, jeotermal ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklara bağlı elektrik üretim tesislerinin kaynağında kurulmasının daha ekonomik

olduğu bilinmektedir.

• Türkiye’de 2015’te elektrik enerjisi üretiminde ilk sırayı kömür aldı. Hükümet politikalarına paralel olarak kömür kullanımı gelecek yıllarda artmaya devam edecek. Doğalgazda ise Rusya’ya bağımlılığımız sürüyor.

•  Özel sektörün 2002’de elektrik üretimindeki payı yüzde 40.2 iken bu oran 2016’da yüzde 83’e çıktı.

•  Konutlarda kullanılan elektriğin bedelinin yüzde 46.4’ü enerji bedeli dışındaki bedellerdir ve bunlar; dağıtım bedeli, fon, TRT payı, elektrik, tüketim vergisi ve KDV’dir. Kayıp kaçak bedelleri, başka kalemler içerisinde gösterilerek, tahsili yasal kural haline getirildi. AKP iktidarı kayıp kaçak konusunda dağıtım şirketlerinden yana oldu.

• Doğalgaz ithal fiyatları uluslararası petrol fiyatlarına paralel olarak düştü ancak elektrik tüketicileri bundan yararlandırılmadı. 2016’da toptan elektrik fiyatlarında yapılan indirimler faturalara yansıtılmadı.

Raporun geliştirdiği çözüm önerileri ise özetle şu şekilde:

•  Elektrik sektörünün önemli bir büyüklüğü özel sektör eliyle yönetiliyor ve kâr odaklı bir yönetim anlayışı egemen. Sermaye egemen bir yapıya sahip enerji piyasasının katılımcı bir yapıya kavuşması için kooperatifçilik önemli bir araç olarak karşımıza çıkıyor. Tüketicilerin kendi elektrik ihtiyaçlarını üretmek üzere ortak bir çatı altında bir araya gelmeleri katılımcılığı artıracak.

•  Konutlarda ısınma amacıyla kullanılan doğal gazdan ÖTV ve KDV alınıyor. Hatta alınan ÖTV’nin de KDV’si alınıyor. Konutlarda kullanılan doğalgaz temel ihtiyaçtır. O yüzden ÖTV alınması ve yüksek oranlı KDV alınması haksızlıktır. Doğrusu tüm diğer temel ihtiyaçlarda olduğu gibi doğalgazda da KDV’nin yüzde 1 olmasıdır.

CHP”nin enerji kooperatiflerinin yaygınlaştırılması önerisiyle birlikte sağlanacağını umduğu faydalar ise şu şekilde:

• Yerel kaynakların yerel halk tarafından kullanılarak enerjinin tüketileceği

yerde üretilmesi sağlanacak,

• Yeni istihdam yaratılacaktır,

• Halkın enerji konusunda söz sahibi olması sağlanacak,

• Enerji piyasasında sermaye egemen yapıya karşı bir alternatif ortaya

çıkmış olacak,

• Yerel kalkınmaya katkı saplanmış olacak,

• Çevrenin korunması sağlanacaktır,

• Enerjide dışa bağımlılığımız düşecek,

• Enerjide dönüşüme katkı sağlanacak,

• Enerji piyasasının demokratikleşmesine katkı sağlayacak.

Check Also

Ankara Mektubu: Enerji sektöründe önemli olan…

Tuncay Derman İnternet Enerji Platformu’nda geçen ay (Ocak 2018) izlediğim ülkemiz Enerji Sektörü’ne ilişkin bir …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir