Kaynak Elektrik bir “marka”dır (Yayıncıdan – 336. Sayı)

“Marka” başlangıçta ticari bir kavram olarak bilinirdi. Bir ürünü benzerlerinden ayırt etmeye yarardı. Satıcıdan “Arçelik” buzdolabının ya da “Vestel” marka televizyonun fiyatını sorardınız. Ürünün teknolojik özelliklerinin yanı sıra ne marka olduğu da bir anlam ve önem taşırdı çünkü, “Denenmiş midir, güvenilir midir, bakım ve destek hizmetlerine kolayca ulaşılabilmekte midir? Firma bugün vardır da yarın yok olabilir mi?” gibi sorular bir ölçüde “Marka” ile yanıt bulur kafalarda…

Bildiğiniz, tanıdığınız bir marka ise, o ürün bir miktar daha pahalı da olsa bu farklı bedeli ödemeyi göze alabilirsiniz. “Marka”, pazardaki bu olumlu imajını kazanmak için, çeşitli yatırımlar yapmış, insana, teknoloji geliştirmeye, tanınmaya bedeller ödemiştir. Rakiplerinin bir önüne çıkması, yaptığı çeşitli yatırımların bir getirisidir. Bir “marka” için, ticari anlamda öne çıkmak, aynı ürünü pazara süren başka markaların var olması durumunda mümkündür.

Orada bir yarış söz konusudur. Kimi zaman ise tek başlarına, yalnızca kendileri ile yarışan markalar gündemdedir. Ürün olarak çıktıklarında, ortalıkta henüz rakipleri yoktur. Bu halde ürünlerinin adı, “marka” ile bütünleşir. Örneğin insanlar kağıt mendil alırlarken, Selpak isterler. “Küreselleştirilen” dünyada bir yandan da birçok varlığın, alınıp satıldığını, metalaştırıldığını görüyoruz.

Gerçekte su gibi, ekmek gibi insanoğlunun olmazsa olmazlarından, elektrik de bir metadır günümüzde… İdeolojik çalımlarla şeytana pabucunu ters giydiren kapitalizm, “marka”yı da başıboş bırakmamış, “Şeytan marka giyer” sloganı ile edebiyat ve sinema dünyalarını uzun süre esir almıştır.

Sonraları “marka”nın sosyalleştiğine de tanık olduk; İnsanlar, kişiliklerde de markalaştırıldı. Giyim-kuşam, kundura-çanta derken Madonna’yı, karı-koca Beckham’ları kokularla karıştıran, ticarileştiren modern çağ bezirganları ile karşı karşıya geldik. Sonraki aşamada ise insanların markalaşmasına tanık olduk. “Marka” kavramı, işini iyi yapan, başarılı insanlar ve onların yapıtları için de kullanılıyor artık. Ajda Pekkan’dan Hürriyet yazarı Ayşe.

Arman’dan, Ali Kırca’nın “Siyaset Meydanı” programından “marka” olarak söz edilmesi yadırganmıyor. “Marka” artık, farklılığın, özgünlüğün, sıradan olmayanın, kalitelinin adıdır, simgesidir. Sektörel yayıncılıkta 37. Yılını sürdürmekte olan derginiz Kaynak ELEKTRİK de bir markadır.

Yankılar uyandıran özgün içeriği ile, olaylara karşılıklı bakış açısı ile farklı bir dergi olan Kaynak ELEKTRİK artık göz zevkinizi okşayan düzenlerinde, daha kolay algılanan içerikler ile size ulaştırılmış olacak.

Check Also

SELMAN BENKER’İ NASIL BİLİRDİNİZ? (YAYINCI’DAN – 338. SAYI)

“ T İ M P A K O” ….. Yukarıdaki yan yana yazılmış harfler Çince …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir